DERSİM’DEKİ SÜRESİZ AÇLIK GREVİNİN 33. GÜNÜ
Sabah çayını içmeye başlamışlar arkadaşlar ben uyanırken. Uzun ve yorucu günlerden sonra Ovacık gözelerine kaçamak yapacaklar. Grup Yorum elemanlarıyla birlikte. Hava kapalı yalan yağmurlara açık bekliyor. Bensiz giderseniz böyle olur diyorum, şakalaşıyoruz.
Ankara Temel Haklar’dan Burcu serap ve Hakan’ın mektupları geliyor. Yer altı Çadırı açlık grevi çadırı adresli. Yalnız değiliz diyorlar sıcacık selamlarını inançlarını gönderiyorlar. İstanbul’dan 4-C mağduru Tekel işçisi ve Ataşehir Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı arıyor. Mücadelemi desteklediğini söylüyor, buluşmak üzere diyor.
Ve Usari tık tık diyor çadırın kapısına. Yüzüne ektiği kardeşlik sevgisiyle kucaklıyor. Bulut kardeşliği bizimkisi 8000 fite tanışmıştık. Sonrası çadıra bu üçüncü gelişi ziyaretime. Zerya ve Ayaz dursa 3 gün de ben kalmak istiyorum çadırda diyor. Gözleri kaçamak dolaşıyor yüzümde. Dayanamıyor sonunda yanakların çökmüş mü ne dikkat et olur mu diyor. Sıcacık yüreği tedirgin, rahatlatmak için ben zaten zayıflamak istiyordum diyorum. İnanmış gibi yapıyor annemi soruyor ve kızımı. Seneye tatile geldiğimde sende kalıcam iyi ol diyor. Yarınlara randevu vererek.
Arkadaşlar internette imza kampanyası için çalışmaları bitirip yayınlıyorlar. ‘cenazelerimizi İstiyoruz’ alt başlığı ile ‘Toplu Mezarlar Açılsın’ sitesinden. Radikal’de Yıldırım Türker’in dün yazdığı ‘Hüsnü Yıldız neden aç’ yazısını okuyup etkilenen dostlarımız arayıp ne yapabiliriz diye soruyorlar. Kamuoyu oluşması noktasında yardımcı olabileceklerini söylüyoruz. Tavır Dergisi’nde çıkan yazımı arkadaşlar samimi bulup beğeniyorlar. Pikniğe giden Grup Yorum ve arkadaşlarımız dönüyorlar. Tatlı bir yorgunluk bedenlerini sarmış. Yağmur tekrar yüzünü gösteriyor. Saz gitar çalan eller çadırın korunaklı hale gelmesi için uğraşıyorlar bu kez. Ayrılık saati bir kez daha çalıyor. Sarılıp kucaklaşıyoruz, festivalde görüşmek üzere diyoruz. Su dökmeyeceğiz Grup Yorum’un peşinden, yağmur yağıyor. Fakat ‘Türküler Susmaz Halaylar Sürer’ sloganlarımız ve alkışlarla uğurluyoruz. Yolunuz her daim açık ve aydınlık olsun. Dünyayı türküleriniz sarssın güle güle güneşin çocukları güle güle…
‘Hasta olacak kişinin ayağına doktor gidermiş’ ziyaretimize psikolog bir arkadaş uğruyor, oldukça duyarlı. Daha önce gelemedim kendimi suçlu hissediyorum diyor. Şakalaşıyoruz… durum telafisi için sağlık kontrolümü üstlenin diyorum. Tamam, kesin uzman doktor ve sağlıkçılarla geleceğim diyor. Adını bile soramadık henüz o ise bir çırpıda tansiyon aleti satın alıp gelmiş. Bizde var diyoruz, olsun diyor gülümsüyor yüzü, nur yağıyor çadıra. Akşam çayı içiliyor, ikişer üçerli gruplar halinde doyumsuz sohbetler oluyor. Şimdi entelektüel bir felsefe ötesinde çadır konuşuyor, gökyüzü, serin hava, yorguna dönen akşam konuşuyor…
‘Selamünaleyküm’ ‘Aleykümselam’ saat 00.10, uyuyor muydunuz rahatsız etmedim değil mi… esterfullah uyumuyordum. Hülya’yı aramaya çalışırken henüz uykuda karşıdaki ses, kırılsın istemiyorum. Avusturya’nın Inse şehrinden arayan bir abimizin başarı dileklerini kabul ediyoruz saygıyla.
Yağmur beton zemine düştüğünde yayılıyor, azıcık ta şiddeti arttırmış. Rıza nöbetçi bugün, kaçtı uyku değil mi diyor. Alçak gönüllü Dersim selvi boylu kardeşimiz. He! Rıza kaçtı diyorum. Ama olsun senin çayın var mı onu söyle…
12 Temmuz 2011
ALİ YILDIZ’ın abisi HÜSNÜ YILDIZ
Tel: 0533 300 96 07
DERSİM’DEKİ SÜRESİZ AÇLIK GREVİNİN 32. GÜNÜ
ABD’den gelen dayanışma mesajının bir kısmını sizinle paylaşmak istiyorum. JERİC HO Hareketinden “Bizler Ali Yıldız’ın ailesine, oğullarının cenazesini alma mücadelesinde olan dayanışmamızı iletiyoruz. Bir aile oğullarının cenazesini gömme hakkını kazanmak için açlık grevine zorlama vicdansızlıktır.”
Bu mesajla birlikte bir gerçeği de bize sesleniyorlar. Tutsaklık, tecrit ve direniş ve açlık grevleri emperyalist dünya halklarının katili ABD’de de sürüyor. Ağır yaşam koşulları ve hak gasplarına karşı 100 kişi ile başlayan açlık grevleri şu anda 13 cezaevinde 6600 tutsak tarafından sürdürülmektedir. Bu sayı her geçen gün artmaktadır. Bu direnişi başlatan kolektif bir gücün sonucudur. Ayrıca hakların kazanılması için bir imza kampanyası var. Özgürlük getiriyorum diye dünya halklarına kan kusturan acımasız ABD kendi ülkemizdeki tutsaklara da acımasızca saldırmıştır. Bedenlerini silah olarak kullanmak dışında yapacak bir şey kalmadığında o silahı seçiyorlar. Dayanışma gücümüzü burada da göstermeliyiz.
Bize ABD’den gelen mesajın çevirisini yapıp yollayan sevgili Sandra kendisi de bir mesaj eklemiş…”Merhaba Hüsnü abi, Merhaba Sakine ana, öncelikle haklı ve meşru talebinizle başlattığınız eylemi yürekten desteklediğimizi bildirmek istiyoruz. Gündüz gece büyük sabırla insanlık görevinizi sürdürüp, kesin adımlarla hedefinize biraz daha yaklaşıyorsunuz gün gün. Kardeş ve oğlunuz Ali’nin bedenini zulmün elinden biraz daha çekip alıyorsunuz. Bu adalet ve insanlık savaşında tüm Anadolu halkı sizi izliyor. Bu isyanın sesini duyan insanlar her gün çoğalıp etrafınızda toplanmaya başlıyor. Ve bu insanlık sesi başka kıtalara da ulaşarak, insanlığını yitirmeyen her kesi sarsmaya başlıyor yavaş yavaş. Uzun ve zorlu ama onurlu yolunuz ama sonunda direniş kazanacak. Biz kazanacağız! Selamlar sevgiler” Viyanadan Sandra (Türkiye enfermasyon merkezi) Söyleyecek çok şey kalmıyor. İnsan böyle olunur. İmza kampanyasını internette görmek için kaç kez konuştuk bugün. Nasıl bir sorumluluk anlayışıdır sevgili Sandra’nınki. Sen insansın Sandra…
Dostlarımız arıyorlar dünyanın her tarafından. Ziyaretcilerimiz geliyorlar gelemeyen dostlarımızın selamını çadırımıza bırakarak. Devam eden hayatın döngüsünde gidenlerde oluyor hasretlerini yüreklerimizde bırakarak.
Dünkü muhteşem konserden sonra çadırımızın yanındaki söğüt ağacımızın altında yorumcular çalıp söylüyorlar. Destek açlık grevinin gömleklerini giyiyorlar. Hiç yorulmayan bu ozanlar birde çadırımızın düzeni ve temizliği ile ilgileniyorlar. Limonata hazırlıyorlar. Sıcacık tadlarını serpiştiriyorlar. “Yürek Çağrısı”nı benim için çalıyorlar, ben kardeşime gönderiyorum…
Her pazartesi yaptığımız basın açıklamasını yeniliyoruz. Açıklama sonunda Grup Yorum ile “Haklıyız Kazanacağız ve Bize Ölüm Yok” marşlarını birlikte söylüyoruz. Akşamüstü gelen misafirlerimizin ortak sohbeti konser oluyor. İnsanlar çok beğendiklerini söylüyorlar. Festivalde gibiydik diyorlar. Hepimiz çok mutlu ve gururluyuz…
11 Temmuz 2011
ALİ YILDIZ’ın abisi HÜSNÜ YILDIZ
Tel: 0533 300 96 07
www.cenazemiziistiyoruz.blogspot.com
DERSİM’DEKİ SÜRESİZ AÇLIK GREVİNİN 31. GÜNÜ
Sıra sıra Dersim dağları, hemen altında Munzur. Binlerce yürek toplanmışız stada senin baş eğmez ruhunu istiyoruz. Öğle bir görkemin var ki sen dağlara Munzur sana aşık, sevdalı… dimdik duruyorsun derenin ortasında kadim bir yelkenli gibi.
Babalarımız, abilerimiz ütülü elbiseyle. Annelerimiz alınları öpülesi kırmızı bantlarıyla buradalar. Delikanlılarımız mis gibi tıraşlı ve düzgün, kızlarımız dağların gelinleri gibi sıcak, samimi. Günlerdir süren koşuşturmacanın azmin emeğin karşılığının alınması hepimizi mutlu ediyor. Gözlerimiz bir birbirine her dokunuşta bu eser bizim diyorlar gururla. Öyle kolay sanılmasın yüzlerce kişinin yapabileceği bir organizasyonu iki elin parmakları kadar insan geceyi gündüze katarak dağlarına, derelerine, posta kutularının içine kadar konser çalışmalarını taşıdılar. Her ilçeye, her köye ve mezraya haber eğlediler devrim yürüyüşündeki grup yorumu. Benden daha aç kaldılar bazen daha çok yoruldular ama hiç şikâyet etmediler.
Yorum halktı ve şimdi burada aynı notaya eşlik eden binlerce kişilik bir orkestraydı. Aynı anda soluk alıp veriyordu sıra sıra durmuş Dersim dağları. Munzur kemana eşlik eder gibi ahenkle akıyor. Coşku sloganlara karışıp dağlara sesleniyoruz Ali Yıldız ölümsüzdür. Pankartlar açılıyor halk savaşçısı Ali Yıldız’ı oligarşinin toplu mezarında bırakmayacağız, dersime sefer olur zafer asla… Annem ve benim Dersim’de bulunma sebebini anlatıp sahneye çağırıyorlar bizi. Sloganlarını alkışlıyoruz. Gözlerimizin nemi yerine haklı bir gurura bırakıyor.
Dağlara olan özlem türküler arasında mikrofonu ben alıyorum annem yanımda. Heyecanlanıyorum. Biraz sözcükler karışıyor bazen birbirine ama samimiyet ve anlatmak istenen şeyi anlıyor Dersim. Dersim’in bizi kucaklamasını sahiplenmesine teşekkür ediyoruz. Alacağız seni o çukurdan, aldığımız gibi Güler Zere’yi parmaklıklar ardından. Ne gerekirse hangi bedelin ödenmesi gerekiyorsa ödeyerek bunu. Bize bunu Cananlar Zehra Kulaksızlar öğretti bu aşkın mayasında alişer ile zarifenin ölüme savaşan sevdası var. Ahmet abi daha sonra anlatıyor Karadeniz insanının sıcaklığını, kardeşliğini rüzgârını estiriyor hep birlikte haykırıyoruz. Devrim şehitleri ölümsüzdür diye. Ahmet abi iniyor elini öpücem yok diyor ısrar ediyorum peki kimse görmesin o zaman. Böyledir bizim insanımız böyle güzel, alçakgönüllü iki fidanını yitirip de insan kalabilmek kolay olmasa gerek. Diyorlar ki kardeşinden pay çıkar mı-çıkmaz mı Ahmet abi çıkmaz mı saçının tek teline açlığa yatmak. Göze alabilmek sessizce içine akıtabilmek gözyaşlarını…
Annem bugün bu kalabalığı gördüğünde artık tamamen başka bir insana dönüşmüş durumda. Yorumlarken Ali’yi kimseyi suçlamıyor. O hırsızlık yapmadı o bu dağların gülü olmayı seçti diyor gururlanıyor oğlu ile onurlandırıyor 14 yıldır bu topraklarda Ali’ye ev sahipliği yapan Dersim. Bir Tayad’lı artık. Hiç yapmadığı gibi yapmayacağı şeyleri de biliyor. Uzlaşmadan zalimle onuruyla mücadele ederek Alisini istiyor. Biliyor minnet edip mapusdan koçanları biliyor sofradan ihanet çıktığını, biliyor üç kuruşa bir ömrü satanları biliyor. Halkların yarattığı pahalı büyünün yaygarasını biliyor da kendisi baş eğmiyor…
Dersim bizle biz Dersim’le gurur duyduk bu akşam dağlarına türküler yolladık. Yolladık uzaklarda kulağı bizde alan dostlara…
10 Temmuz 2011
ALİ YILDIZ’ın abisi HÜSNÜ YILDIZ
Tel: 0533 300 96 07
www.cenazemiziistiyoruz.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder