SÜRESİZ AÇLIK GREVİNİN 20.GÜNÜ
Dün akşam geç saatlerde avukatımız Taylan Tanay geliyor. Sabah yaptığı Elazığ, Malatya ve Çemişgezek savcılarının topu yeniden birbirlerine attığından bahsediyor. Ama zaten şunu biliyorduk bu devlet ve AKP faşizmi değil toplu mezarları açmak üstüne beton dökmek istiyor. Bunu ön görerek böyle bir mücadeleye başladık şimdi bu bayrak bizim elimizde ve onu taçlandıracak güce ve inanca sahibiz. Asla bir tereddüt ve kaygımız yok. Bunun bedeli ne olursa olsun her koşulda kazanan biz olacağız. Her sayfası direniş ve kahramanlık dolu insanoğlunun özgürlük mücadelesinde bir bedenin asla önemi olamaz ki 14 yıldır süren bir özlemdir kavuşmadır sevgidir. Hakikatimizdir varoluş gerçeğimizdir bu güneş.
Hüsnü Yıldız sanat sokağı açlık grevi çadırı Tunceli. Postacı beliriyor çadırımızın önünde Ercan yıldız T tipi Hapishanesi’nden devrimci tutsağın mektubu çadır adresli geliyor. Gülümsüyoruz moralimiz artıyor. Çadırımız kabul görmüş. Sevgili Ercan’ın dayanışma mektubunu bir çırpıda okuyup özgür yarınlarda buluşmak üzere diyoruz. İlginçlik devam ediyor çadırımıza gelen sivil polis çadırımızdaki arkadaşlardan birine savcılık soruşturma kâğıdını uzatıyor 33 soruşturma açılmış hakkında. Derya gülüşler uçuruyoruz hep birlikte.
Dün gece dersim üç fidanını daha kök salmak üzere toprağın koynuna bırakıyor. Bulutlar simsiyah akıyor dersim dağlarından ovacık ovaları üç yeni renk katıyor güzelligine.
Hollanda’dan bizi TV de görüp daha sonra torunlarıyla beraber bir amca elinde bir buket çiçekle ziyarete geliyorlar. Amca ve torunları sıcacık kucaklıyorlar bizleri. Benimde kızım bu dağların kardelenlerinden diyor.
Dün arkadaşlar Ovacık’a konser çalışmasına gittiklerinde ovacık belediye başkanına çadırdan da bahsetmişler. Dersim merkeze gelince yanımıza uğrayarak desteklerini sunuyor.
Genç bir kız masamıza geliyor merhaba demeden boğazında zapt edilmez bir hıçkırıkla ağlamaya başlıyor. Aklımız bir anda kalıyor onunla çadırın içine gidiyoruz anlat ne oldu merak ediyoruz. Çok anlamlı değil sorumuz. Burası dersim ve ölümün kimin yakınından geçeceğini bir anlık unutmuşuz. Dünkü şehit olan gerillalardan ikisi akrabam diyor. Bu kez düğüm bizim boğazımızda yuva kuruyor. Kaç kez söyledikte bu sözleri insan alışamıyor onlar bunu tercih ettiler. Şimdi sahiplenme zamanı.
Eski eşim arıyor çocuklarla ilgili kaygılarını dile getiriyor. Kızın var bak unutma diyor. Aklıma annesinden makarna isteyen Ceylan Önkol geliyor, ya da panzerin acımadığı Sevcan veya Uğur Kaymaz hepsi bizim çocuklarımız değil miydi? Savaşın çocukları güneşin üstüne yürüyerek yetişmiyor mu solgun benziyle bir trafik ışığının altındaki çocukla sapanına taş koyan çocuklardan alıp uykuya dalıyoruz.
29 HAZİRAN 2011
ALİ YILDIZ’ın abisi HÜSNÜ YILDIZ
Tel: 0533 300 96 07
cenazemiziistiyoruz@gmail.com